Fotoğrafçı Rachael Short, iPhone ile sadeliğin güzelliğini keşfediyor

Short’un sol eliyle burnuna dokunabilmesi için 60 gün hastanede yatması gerekti. Kollarının bir kamera da dahil herhangi bir şeyi tutacak kadar güçlenmesi ise tam bir yıl sürdü. Hastanede yatarken en iyi arkadaşı Short’a, sakatlığı sonrasında kolayca kullanabilmesi için bir iPhone 4 hediye etti.

“Kollarımın bir iPhone’u tutacak kadar güçlenmesi yaklaşık bir yıl sürdü.” diye hatırlayan Short, şunları söyledi: “Kazadan sonra kullandığım ilk kamera oydu. Şimdi ise hafif, küçük ve kullanımı kolay olduğundan tercih ettiğim tek kamera yine bu.”

O zamandan beri Short, yaratıcı işlerini dijital olarak sade ve mobil bir hale getirdi. “Daha önce 4x5 kameram, orta boy kameram ve 35 mm kameram varken her şey çok karmaşıktı.” diyen Short, şöyle devam ediyor: “Şimdi görüntüye daha çok özen gösterirken tekniğe ve ekipmana daha az önem veriyorum. Bu, daha çok odaklanabilmemi sağlıyor.”

Short artık çok sayıda kamera veya çeşitli filmler taşımıyor. Bunun yerine Hipstamatic uygulamasını kullanarak iPhone XS’iyle renkli fotoğraflar çekiyor. Ardından bunları Snapseed ile düzenleyip siyah beyaza dönüştürüyor. Fotoğrafların dijital negatifini bastırdıktan sonra platin baskı ile arşivlik bir görüntü elde ediyor. “Film ile yaptığım şeyleri iPhone’daki kamerayla da yapabilmek beni gerçekten etkiledi.” diyen Short, ardından şöyle diyor: “Görüntü kalitesi gerçekten inanılmaz ve şaşırtıcı.”

Short, yerel sanatçıların çalışmalarını sergilediği kendi fotoğraf galerisi Gallery EXPOSED’a yakın mesafede yaşıyor. Tekerlekli sandalye kullanan bir kişi olarak ulaşabileceği ve doğa içinde çekim yapabileceği yerler arıyor. Düz yolları ve doğal güzelliğiyle öne çıkan Point Lobos veya okyanusa yaklaşabileceği yerlerden biri olan Monastery Beach’teki uzun sahil şeridi bu tür yerler arasında bulunuyor. Geçirdiği sakatlıktan önce böyle yerleri pek ziyaret etmeyen Short, şimdi sıklıkla buralarda çekim yapıyor. Short, bakanların gözlerini çerçevenin ötesine çevirmesini sağlayan gezinti patikalarını ve sonu gözükmeyen yolları çekmeyi tercih ediyor.

Yaklaşık on yıl önce önüne çıkan beklenmedik engellere rağmen Short, çevresindeki canlı ve büyüleyici dünyayı keşfediyor. Günümüz teknolojisini yaratıcılığı için bir araç olarak benimseyen Short, güzelliği penceresinin kenarındaki bir gelincik çiçeğinde, Carmel Mission’ın ön cephesine vuran bir ağaç gölgesinde veya nerede olursa buluyor. 

“15 yıl önce iPhone’um olmadan şu anki halimde olduğumu düşünemezdim.” diyen Short, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Teknoloji bu sürede çok değişti. Engelli ve kısıtlı hareket kabiliyeti olan kişilere birçok olanak sunuyor. O benim kameram, benim mail’im, benim fotoğraf düzenleme aracım. O “Hey Siri” dediğimde istediğimi yapan bir aygıt. O benim her şeyim.”